top of page

Satış Avansı Olarak Gerçekleştirilen Ödemeler Karşılığında Mal Tesliminin Gerçekleşmediği Hallerde Avans Ödemelerinin Tahsili İmkanı

  • Dal Hukuk
  • 15 Haz
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 16 Haz

Özet :

Ticari hayatta yaygın olarak satım ilişkilerinde ileride teslim edilecek ürünleri temin edebilmek adına alıcıların satıcılara avans ödemesi gerçekleştiği bilinmektedir. Yetkilisi olduğunuz şirket veya kendi adınıza yapacağınız avans ödemelerinden önce şu hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

  1. Aksi kararlaştırılmadıkça alım-satım ilişkilerinde alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmeleri esastır.

  2. Havale mevcut bir borcun ödemesi niteliğindedir. Yani havale borcun bulunduğuna karine teşkil etmektedir.

  3. Çek bir ödeme aracı olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiği kabul edilir. Çekle yapılan ödemede kural olarak, peşin satış karinesi gereğince ödemeyle birlikte malın teslim edildiği kabul edilir.

  4. Kambiyo senedinin bu iki nedenden hangisi için düzenlendiğinin açıkça belirtilmediği durumlarda, kambiyo senedinin ifa amacıyla düzenlendiği kabul edilir.

Bu çalışmamız, alıcının avans ödemesini kıymetli evrak veya banka havalesi ile gerçekleştirdiği fakat satıcının yüklendiği edimleri yerine getirmeyip ürünleri teslim etmemesi halinde gerçekleştirilen avans ödemelerinin tahsili/iadesi veya kambiyo senedinin bedelsiz kaldığı hallerde avans verilen bedelin tahsili imkanı ve ispat yükü hakkındadır.


Çek ve Banka Havalelerinin Avans Ödemesi Olarak Kullanılması Alıcı Adına Risklidir.


Çek bir ödeme aracı olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiği kabul edilir. Havale ise mevcut bir borcun ödemesi niteliğindedir. Aksinin iddia edilmesi halinde, bir başka ifade ile çekin veya havalenin avans olarak verildiği, ancak karşılığında mal teslim edilmediğinin iddia edilmesi halinde ispat yükü, malın teslim edilmediğini iddia eden tarafa düşmektedir. TBK m.207 hükmü gereğince, alıcının mal alımı için avans ödemesi yaptığının usulüne uygun delillerle ispatının gerektiği, asıl olanın peşin satış olup satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü olduğu, ödeme aracı olan çekin borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği ve aksini iddia eden ve çeklerin sipariş edilen mallara karşılık avans olarak verildiği ve malın teslim edilmediğinin iddia eden tarafından yazılı delillerle ve koşulları varsa yemin delili ile ispatı gerekir. Unutulmamalıdır ki, özel hukuka ilişkin bir davada, hâkim kural olarak doğduğu iddia edilen bir hukuki sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuki sonucu öngören hukuk kuralındaki şartların somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuki sonucun doğduğunu iddia eden taraf, gerçekleşmesi gereken şartların, unsur ve vakıaların somut olarak gerçekleştiğini ispat etmelidir.


Sıklıkla çeklerin ileri tarihli düzenlenerek kredi veya teminat aracı olarak kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Bu kullanım şeklinin dahi çekin ödeme aracı olma özelliğini ortadan kaldıramayacağı unutulmamalıdır. Her senedin düzenlenmesinin altında yatan bir neden ilişki vardır. İlletten mücerret olan kambiyo senetleri “ifa amacıyla” ya da "ifa yerine" düzenlenebilir. İfa amacıyla düzenlendiğinde, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı sürece asıl borç ilişkisi ortadan kalkmaz. Kambiyo senedinin bu iki nedenden hangisi için düzenlendiğinin açıkça belirtilmediği durumlarda, kambiyo senedinin ifa amacıyla düzenlendiği kabul edilir. Satım ilişkisine istinaden banka havalesi ve çek teslimi suretiyle yapılan avans ödemeleri karşılığında malın teslim edilmemesi halinde alıcı iddiasını yazılı delil ile ispat yükü altındadır.


Çek bir ödeme aracı olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiği kabul edilir. Çekle yapılan ödemede kural olarak, peşin satış karinesi gereğince ödemeyle birlikte malın teslim edildiği kabul edilir. Nitekim Türk Borçlar Kanunu ile amir hükümler gereğince aksi kararlaştırılmadıkça alım-satım ilişkilerinde alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmeleri esastır. O hâlde meselâ alım satım akdine konu malı teslim almadan satıcıya çeki verdiğin iddia eden alacaklı, aslın hilafını iddia ettiğinden bu iddiasını ispat yükü altındadır.


"Çekin ödeme dışında başka bir amaçla örneğin avans olarak verildiğini iddiasının davacı tarafça (HMK’nın 200. maddesi gözetilerek) ispatlanması gerekmektedir." (HGK., 2017/1662 E., 2021/1357 K., 9.11.2021 T.) Emsal Yargıtay kararı ile çekin ödeme dışında başka bir amaçla verildiğini iddiasının HMK m.200 hükmü gözetilerek ispatlanması gerektiği içtihat edilmiştir. HMK m.200 hükmü ile belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir. Bu demek oluyor ki, taraflar aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak senedin kullanıldığı ya da sahibinin zararına olarak hukuki hüküm ifade eden bir muamele yazıldığı ve yazdırıldığı iddiasının HMK'nın ayrık tuttuğu durumlar dışında tanıkla ispat edemez ancak yazılı delil ile ispatının gerekir. Önemine istinaden çekin ödeme dışında başka bir amaçla verildiğini iddiasının ticari defterlerin incelenmesi neticesinde ispatlanamayacağını belirtmek gerekmektedir. Kambiyo senetlerinin ticari defterlere kaydı zorunlu değildir. "Dava konusu çekin kambiyo senedi vasfında olup sebepten mücerret olduğu ve davacının söz konusu senet nedeniyle borçlu bulunmadığını kesin delille ispat yükü altında bulunduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Çekin ödeme dışında başka bir amaçla verildiğini iddiasının davacı tarafça 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi gözetilerek ispatlanması gerekmektedir." (İstanbul BAM, 44. HD., 2020/2593 E., 2024/286 K., 15.2.2024 T.)


Görüldüğü üzere, çekle yapılan ödemede kural olarak, peşin satış karinesi gereğince ödemeyle birlikte malın teslim edildiği kabul edilir. Bu karinenin aksini kanıtlamak yani ödemenin peşin olmayıp avans mahiyetinde olduğunu kanıtlamak yükümlülüğü alıcıda (avans ödemesini gerçekleştiren tarafta) bulunmaktadır.



Avans Açıklaması Olmadan Gerçekleştirilen Banka Havaleleri Mevcut Bir Borcun Ödenmesine Karine Teşkil Etmektedir.


TBK m.555 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal niteliği itibariyle bir ödeme vasıtasıdır. Havale mevcut bir borcun ödemesi niteliğindedir. Yani havale borcun bulunduğuna karine teşkil etmektedir. Başka bir anlatımla, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.



Ticari hayatta yaygın olarak satım ilişkilerinde ileride teslim edilecek ürünleri temin edebilmek adına alıcıların satıcılara avans ödemesi gerçekleştiği bilinmektedir. Yetkilisi olduğunuz şirket veya kendi adınıza yapacağınız avans ödemelerinden önce danışmanlık hizmeti almanızda fayda bulunmaktadır. Dal Hukuk & Danışmanlık Bürosu, müvekkillerine ticaret hukuku ve icra hukuku alanlarında geniş kapsamda hizmet sunmaktadır. Şirketinizin veya şahsınızın avans ödemesi gerçekleştirdiği fakat ürün temin edemediği ve benzeri durumlardan doğan hukuki süreçlerde profesyonel destek almak adına uzman avukatlarımız ile iletişime geçebilirsiniz.






 
 

© 2025                                                                                  

Dal Hukuk & Danışmanlık I Av. Kerimhan Dal 

  • LinkedIn
bottom of page